GÖZ SAĞLIĞI BİLGİLERİ
Görme duyusunun gelişmesi doğumdan sonra 6 yaşına kadar devam eder. Göz sağlığının korunabilmesi için ilk 3 yaşta göz muayenesinden geçmek gerekir.Hiçbir şikayeti olmayan çocuğa 3-4 yaşlarına kadar en az bir defa göz muayenesi yapılması gerekir. Çocuk TV ‘u “yakından izliyorsa ; resim, boyama yaparken başını eğik tutuyorsa ; göz muayenesi hemen yapılmalıdır. Şaşılık varsa ; hangi yaşta olursa olsun vakit kaybedilmeden göz doktoruna baş vurulmalıdır.Doğuştan ve sonradan olmak üzere 2 çeşit körlük mevcuttur. Doğuştan körlüğün en önemli nedeni yakın akraba evlilikleridir.Sonradan olma körlük: Glokom (göz tansiyonu), Diyabetis Mellitus (şeker hastalığı), Behçet hastalığı, ani körlüğe neden olan Sahte içkilerde kullanılan “Metanol-Mavi İspirto”, çeşitli kazalar vs.dir. Oysa erken Tanı körlüğe neden olan bir çok olumsuz sonucu engeller.
ASTİGMATİZMA:
Korneanın kırma gücünün birbirine dik iki eksende farklı olması sonucunda görüntünün farklı düzlemlerde kırılmasıyla meydana gelir. Kornea ve lensin yapısına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Astigmatizma, her mesafede yansıma ve bulanık görmeye neden olur, sirklerdeki yamuk aynalarda oluşan görüntüye benzetilebilir.Düzenli astigmatizma silindirik merceklerle düzeltilir.Düzensiz astigmatizma birbirine dik iki meridyen yerine çok sayıda odaklaşma çizgilerinin olduğu durumdur. Bu nedenle görme keskinliği ileri derecede düşmüştür. Gözlüklerle tam düzeltilemez. Gaz geçirgen kontakt lenslerle daha iyi sonuçlar alınır.
DİYABETİS MELLİTUS
(Şeker hastalığı) gelişmiş ülkelerde körlüğe yol açan en önemli etkendir.
MİYOPİ: Dışarıdan gelen ışınların görme noktasına ulaşmadan odaklaşması sonucu gelişir.Miyop gözlerde uyum gücü çok az olduğu için kişi uzağı görebilmek için gözlük kullanmak zorundadır.
HİPERMETROPİ: Dışardan gelen ışınların görme noktasının arkasında odaklanması sonucunda gelişir.Düşük dereceli hipermetrop kişiler uyum yaparak normal görebilirler, fakat göz çabuk yorulur.Yüksek hipermetropi ise hem uzak, hem de yakın görme bozukluğudur.
GLOKOM :
40 yaşından sonra herkes göz tansiyonuna baktırmalıdır. Glokom’da (Göz Tansiyonu) erken teşhis çok önemlidir. Uzun süreli “Antidepresan” kullananlarda Göz Tansiyonu “Glokom” riski artmaktadır. 6 Ayda bir göz tansiyonu ölçümü tavsiye edilmektedir
AMPLİYOPİ (Göz Tembelliği) tedavisinin küçük yaşta yapılmasıgerekmektedir. (0-9 Yaş Arası) Yaş ilerledikçe tedavi süresi uzadığı gibi yararlanma oranının da düştüğü kanıtlanmıştır. DOĞUŞTAN GÖZ İÇİ BASINÇ YÜKSEKLİĞİ: Daha bebeklik döneminde ışıktan etkilenme, gözlerde sulanma, kızarıklık, kısıklık gibi belirtilerin yanı sıra kornea dediğimiz gözün saydam tabakasının büyümesi gibi belirtiler ile ortaya çıkmaktadır. Erken müdahale edilmediğinde körlüğe yol açan ciddi bir bozukluktur.Gözde hissedilen ışık çakması, sinek uçuşması gibi şikayetler retina yırtılmasının (dekolman) habercisi olabilir.Kontakt lenslerin, ışığa hassasiyeti olan hastalarda ışık hassasiyetini (fotofobi) artırıcı etkisi vardır. Lens gözünüzdeyken kesinlikle doktorunuzun önermediği hiçbir damlayı gözünüze damlatmayınız.Kornea nakli birçok kişiye görme ümidi sağlamaktadır. Ameliyat sayılarının arttırılması, daha fazla kornea bağışı sayesinde mümkün olabilecektir.
SARI NOKTA HASTALIĞI:
Diyabet ve hipertansiyondan kaynaklanan göz arkasındaki kanamalar ve sarı noktadan oluşan ödem, erken dönemde teşhis edildiğinde tedavi edilebilir.Gözün arkasında yer alan sinir tabakası retinada bulunan maküla (sarı nokta, kör nokta) merkezi görmenin % 90’nını sağlamaktadır. Makula Dejenerasyonu; Yaşa bağlı olarak ortaya çıkan, görmeyi direkt olarak etkileyen bir göz hastalığıdır. Kuru ve yaş tip olmak üzere iki türü bulunmaktadır. Genetik faktörler ve damar yapı bozukluklarının etken olduğu bilinmektedir. Hipertansiyon, şeker hastalığı, anemi (kansızlık), aşırı sigara kullanımı, aşırı güneş ışınlarına maruz kalma hastalığı ilerletmektedir. Kuru tip erken teşhis edilirse fotodinamik tedavi ile durdurulabilir ya da yavaşlatılabilir.Kronik sigara içen şeker (diabet), glokom (göz tansiyonu) bulunan kişilerde damarsal kaynaklı yan etkilerin ortaya çıktığı kanıtlanmıştır.
DİYABETİK RETİNOPATİ: Gelişmiş ülkelerde 20-74 yaş arasındaki popülasyonda önde gelen körlük nedenlerindendir.Gözün retina adı verilen ağ tabakasındaki damarlarda tıkanıklıklara ve damar duvarında bozukluklara yol açarak kanama ve sızıntılara neden olur, bunun sonucu olarak körlüğe kadar gidebilen çeşitli lezyonlar ortaya çıkar.Diyabetik retinopati’ de günümüzde lazer tedavisi uygulanmaktadır zamanında yapılan lazer tedavisi ile ciddi derecede görme kaybı riskinin % 60 oranında azaldığı görülmüştür. Diyabetlilerde göz takibinde amaç;görmeyi tehdit edecek düzeyde diyabetik retonapati varlığında, henüz hastanın görmesinde anlamlı bir bozukluk gelişmeden lazer tedavisi yapılmasıdır, böylece hastanın yaşam kalitesini etkileyecek bir görme kaybının gelişmesi önlenebilir.
BLEFARİT: Kirpik diplerinde stafilokok enfeksiyonu oluşmasıdır. Kuru göz ve atopik egzema ile birlikte gelişir. Yanma, Kaşıntı, Yabancı cisim hissi, Göz kapaklarının etrafında kabuklanma gibi belirtiler gösterir.Kapak kenarlarının hafif şampuanla fırçalanmasıyla yapılan kapak temizliği ile birlikte gerekli ilaç kullanımı ile şikayetler giderilebilir.
ENTROPİYON: Kirpiklerin ve kapağın içe dönmesi denebilir. Kapakların ters dönmesi nedeni ile korneal iritasyonlar olabilir. Tedavide zaman kazanmak için ilaç tedavisi uygulanabilirse de asıl tedavi cerrahidir.
UVEİT: İris gözün içine girecek ışık miktarını ayarlar. İrisi oluşturan uveanın gözün beyaz kısmı (sklera) başladıktan sonra bitmemesi, ve skleranın altından devam ederek tüm gözün küresini sarmasıdır. Uvea iristen hemen sonra gözün içine doğru halkasal bir çıkıntı yaparak kendisinin ikinci kısmını yani silier cismi (ciliary body [üzerine ipliksi/kirpikvari lifler bulunduğu için bu ismi almıştır]) oluşturur. Bu kısım göz içi sıvısının yapıldığı yerdir. Burası aynı zamanda göz merceğini taşıyan ve geren iplikçiklerin bağlı olduğu yerdir. Silier cisim ve merceği taşıyan bu iplikçikler sistemi sayesinde göz merceği şişip incelerek hem uzağı hem de yakını net görmemizi sağlayan akomodasyon (uyum) işlevini gerçekleşir. İris ve silier cisim birlikte ön uveayı oluştururlar. Bu bölgenin hastalığına ön üveit adı verilir. Genelde dermatolojik (Behçet hastalığı) romatizmal hastalıklar (Romatoid artrit, Ankilozan spondilit) gibi hastalıklarla beraber seyredebilir. Tekrarlayıcı olabilir. Tedavisinde kullanılan kortizon içerikli damla ve tabletler nedeniyle yakın doktor hasta ilişkisi gerektirir.
EKTROPİON: Göz kapağının dışa dönmesidir ki bu durum sulanma ile beraber olur. Değişik nedenleri olsa da çözüm cerrahi tedavidir.
NİSTAGMUS: Gözün istemsiz ritmik veya aritmik hareketlerine nistagmus denir. Nistagmusda göz hareketleri çeşitli yönlerde olabilir. Gözlerin her iki yöne de eşit hızda gittiği nistagmüs tiplerine sarkaç tipi, bir yöne yavaş, karşı yöne hızlı gittiği tiplerine de yay tipi denir. Yay tipinde gözlerin hızlı gittiği yön nistagmüsün yönüdür. Belirtileri; görme azlığı, titreyen görüntüler, baş dönmesi ve tek gözde çift görmedir. 1-Oküler 2- Vestibüler 3- Nörolojik (merkezi) 4- Doğuştan olmak üzere 4 çeşidi vardır.Vestibüler ve nörolojik nistagmüslerde tedavi nedene yöneliktir. Doğuştan nistagmuslerde tedavi optik, ortoptik* ve cerrahi olarak uygulanır
KEROTAKONUS: Gözün en önünde yer alan ve bir kubbe bombeliğinde olması gereken saydam tabakanın bombeliğinin bozulması ve konik şekil almasıdır. Korneanın şeklinin bozulması, deforme olması, gözde oluşan görüntünün de deforme olmasına, görme netliğinin ve kalitesinin bozulmasına ve görme derecesinin azalmasına neden olur.Hafif miyopi ve astigmatizmanın bulunduğu erken dönemde gözlükle hasta net görebilir. Hastalık ilerlediğinde artık gözlükle net görüş sağlanamaz duruma gelir. Bu dönemde özel keratokonus lenslerinden (gaz geçirgen kontakt lensler) faydalanır. Hastalığın ileri dönemlerinde görme derecesi düşer ve kontakt lens takılamaz hale gelir. Bu dönemde ameliyat gerekli hale gelir. Eğer tek olan bir cismi çift görüyorsanız hemen göz doktoruna gidiniz. Sorun her zaman şaşılık olmayabilir…. Görmemizi sağlayan sinir tabakasının (retina) çekilerek, yerinden ayrılması sonucu ortaya çıkan yırtılma (retina dekolmanı) acil olarak müdahale gerektiren bir hastalıktır. Gözüne yabancı cisim kaçan hastalarda, meydana gelen travma neticesi oluşan; kanama, retina yırtılması veya enfeksiyonlarda “vitrektomi” ameliyatıyla gözler kurtarılmaktadır.
PTOZİS: Göz kapaklarının düşmesidir. Büyük bir bölümü Konjenital (doğumsal) olsa da travma ve yaş gibi faktörler nedeni ile tutucu dokuların ayrılması sonucu ortaya çıkar. Sistemik hastalıklar, yüz felçleri sonrasında görülebilir. Tedavisi cerrahidir. Ptozis; sistemik bir hastalığın belirtisi olabileceği için genel vücut taramalarının da dikkatli yapılması gerekmektedir. Çocuklarda göz tembelliğine neden olabileceği için mümkün olan en erken dönemde tedavi edilmelidir
KATARAKT: sadece yaşa bağlı olarak görülmez. Yeni doğan bebeklerde bile annenin geçirdiği hastalıklar, doğum travmalarına vs. bağlı olarak gelişebilir. Çocukluk yaşlarında meydana gelen ve farkına varılmayan düşmeler ve başa gelen darbeler de katarakta neden olabilir. Çocuklarda tedavi daha önemlidir, çünkü göz görmeyi tam öğrenemeden ortaya çıkacak olan katarakt, görmenin azalmasına ve göz tembelliğine sebep olabilir, bu da ömür boyu az görme veya körlük tehlikesi demektir. Gözkapağının dışında kirpiklere bağlı yağ bezleri vardır. Bunlar, gözün yüzeyini koruyan yağı (sebum) salgılarlar. Bazen salgı bezi kanalı tıkanır ve içerde kalan bakteriler "dış" arpacığa neden olurlar.Gözkapağının içinde ise, "meibom bezleri" denen bir dizi yağ bezleri bulunur, ancak kirpiklerle bağlantılı değillerdir, gözkapağının arka yüzüne açılırlar. Burada oluşan bir tıkanıklık ve enfeksiyon da "iç" arpacığa neden olur.Yeterince erken anlaşılırsa, antibiyotikli merhem ya da damlalar arpacık oluşumunu önleyebilir. Ancak, çoğunlukla tanıdan önce püstül(ağızlaşma) oluşur ve antibiyotikler etkisiz kalır. Tek tedavi, oluşan iltihabın boşalmasını sağlamaktır.Bazen bir gözün önünde aniden uçuşan noktalar belirir. Parlak, beyaz bir yüzeye veya gökyüzüne baktığınızda gördüğünüz birkaç çizgi veya noktadan farklı olarak küçük sinekler gibi önünüzde dans eden yüzlerce nokta kastedilmektedir. Bu noktalar, gözün gerisindeki jel olan vitre sıvısı içine dağılmış hücrelerdir. Bu hücreler, kanamaya bağlı kırmızı kan hücreleri veya enfeksiyona bağlı beyaz kan hücreleri olabilir. Ne kanama ne de enfeksiyon göz içinde istenen bir şey değildir! Böyle bir durumda mutlaka doktora gitmek gerekir.
GÖZ İÇİN 7 TEHLİKE SİNYALİ:1. Sürekli kırmızılık: Kızarıklık ciddi veya önemsiz bir göz problemine bağlı olabilir. Nasıl ayırtedilebilir? Genellikle ciddi bir hastalıkta diğer belirtiler de mevcuttur. Ancak, başka bir semptom yoksa bile olağandışı bir kızarıklık devam ediyorsa doktorunuz tarafından görülmelidir. 2. Devam eden ağrı, gözde veya çevresinde rahatsızlık hissi varsa…Sağlıklı bir göz ağrı yapmaz. Zaman zaman sağlıklı bir insanın da vücudunun çeşitli bölgelerinde gelip geçici ağrılar olabilir. Göz de buna dahildir, ancak sürekli ağrı normal değildir. Özellikle göz kızarıksa veya diğer tehlike sinyalleri de varsa. 3. Görme bozukluğu: Göz görmek içindir ve en önemli tehlike sinyallerinden biri görme problemidir. Görme bozukluğu birçok şekilde olabilir. Örneğin yakın veya uzakta detaylar bulanıklaşabilir. Böyle bulanıklaşma sıklıkla basit bir gözlük gereksinimidir. Ciddi değildir ve tabii körlüğe neden olmaz. Ancak bulanık görme diabete, hipertansiyona, zehirlenmeye ve daha birçok ciddi probleme bağlı da olabilir. Periferik görme kaybı gözde veya beyinde önemli bir hastalığa bağlı özellikle kötü bir sinyaldir. Bildiğiniz gibi normalde yalnızca baktığınız doğrultuyu değil, iki tarafınızı da görürsünüz. Aynı anda görebildiğiniz bütün bu alana görme alanı denir. Şayet bu alanın yalnızca bir kısmı görülüyorsa nedeni hemen her zaman retina, optik sinir veya beyin hastalığıdır.4.Şaşı Gözler: Çocuklukta veya erginlikte bir gözün içine veya dışına doğru kayması beyin ile göz iletişiminde bir problem olduğunu gösterir. Bu durum göz sağlıklı görmediği için ve hangi doğrultuya baktığını beyne anlatamadığı için ilerleyebilir. Veya beyin kontrol sistemlerinin kendisi de bozulmuş olabilir. 5. Büyüyen kitleler: Göz üzerinde veya kapaklar üzerinde şişlikler ve kitleler enfeksiyon, kanser veya görmeyi bozan diğer anormal durumlara bağlı olarak gelişebilir. Birçok küçük et beni ve siyah benler kapaklar üzerinde zararsızca gelişebilir. Burada sözü edilen küçük problemler değil, gittikçe büyüyen anormal kitlelerdir. Sürekli kanama söz konusu ise kitlenin kötü huylu olduğu düşünülebilir. Kanserlerin ağrı yapması da şart değildir.6. Sürekli Kabuklanma ve Sekresyon: Gözün yüzeysel enfeksiyonları irritasyona neden olarak gözden veya kapak kenarlarından yapışkan, iltihabi akıntıya yol açar. Bu akıntı kirpik diplerinde ve köşelerde kuruyunca sert kabuklar oluşur. Göz yüzeyi enfeksiyona dirençlidir. Ancak ince yüzeysel hücre tabakası sıyrılırsa örneğin, lens takarken veya gözler sertçe ovuşturulduğunda, yüzeysel mikroplar hassas derin dokulara girebilir ve hızla çoğalır. O nedenle mikrop kapmış olan bir göz, normalde sağlıklı bir göze zarar vermeyen önemsiz sıyrıklardan bile zarar görebilir. Bu tip enfeksiyonlarda gözler uygun antibiyotik kullanımı ile temizlenmelidir.7. Pupilla Değişiklikleri: Normalde, pupillalar (irisin merkezindeki siyahlık) yuvarlak veya iki gözde eşit büyüklüktedir. Pupilla büyüklüğü göz içine giren ışık miktarını ayarlar ve beyin tarafından kontrol edilir. Muayenenin önemli bölümlerinden biri pupilla muayenesidir. Çünkü bu beyinle normal veya bozuk sinir bağlantılarının sonucunu gözlemenin en kolay şeklidir. Ayrıca gözün kendisinin ciddi hastalıkları da pupilla değişikliğine yol açar. O nedenle düzensiz bir pupilla veya iki göz arasında büyüklük farkı önemli bir tehlike sinyalidir.
GÖZ SAĞLIĞI PERSONELİ : Medikal Doktor (MD). Antibiyotikler, anestetikler, allerji tedavisi ve diğer tıbbi bakım konusunda eğitilmiş ve tecrübe kazanmıştır. Ameliyat yapar, yaralanmaların ve kanserin teşhisini koyar. Pratisyen hekimler de küçük göz problemlerinin çoğunu tedavi edebilir.Oftalmolog : Göz konusunda ihtisas yapmış bir doktordur. Göz problemlerinin tedavisi konusunda yılların tecrübesine sahiptir ve herhangi bir göz probleminiz için başvurabilirsiniz. Bu alanda en iyi eksperttir.Optisyen: gözlük verir. Uygun cam için gözünüzün ölçümünü yapmaz. Yaptığı iş; yalnızca oftalmolog ve optometrist tarafından önerilen uygun camı sizin için en uygun gözlük çerçevesine yerleştirmektir. Optometrist gözlük camı için gözünüzün ölçümünü yapar. Ya uygun cam derecesinin reçetesini verir ya da kendisi gözlüğü sizin için hazırlar. Tıbbi eğitim almamıştır.
GÖZ YARALANMALARINDA İLK YARDIM
Morarmış Göz: Kapaklardaki gevşek dokular içine kanama olduğunda göz morarır. Cilt altında kanama siyah veya mavi renkte görülür. Kapak dokusu gevşek olduğundan kanama kapakları çevirir. Alın, burun ve yanak derisi sıkı olduğundan bu kısımlara kan gitmez. Bu nedenle, morarmış göz bir kan damarı yırtılacak kadar sert bir travma olduğunun göstergesidir. Birçok travma göze hasar vermez çünkü göz kemik cep içinde korunmaktadır. Ancak mor göz kesinlikle bir travma olduğunu ve gözün de yaralanmış olabileceğini düşündürür. Görmeniz bulanıklaştı ise doktora gitmelisiniz. Bu durumlarda bulanık görme göz içine kanama olduğunu ifade eder. Gözün çizilmesi veya Göze Toz Girmesi: 1- Herkesin gözüne sinek veya toz parçası kaçabilir. En önemlisi gözün içine bir şey kaçınca ovuşturulmamasıdır. Çünkü yabancı cismin korneayı çizmesine neden olabilir. Genellikle irrite gözün sulanması yabancı cismin yıkanarak uzaklaşmasını sağlar. Göz kırpma da yardımcı olur. Bunlar işe yaramazsa ilk yardım gerekir. İlk yardımı yapan kişi göz içinde yabancı cismin yerini ayin etmelidir. Tedavi açısından, partikül gözün saydam veya beyaz kısmı üzerinde olabilir. Her ikisi için farklı tedavi gerekir.2- İlk yardımı yapan kişi; Kornea içine gömülmüş bir toz parçasına dokunmamalıdır. Kırpma ile çıkmayacak kadar gömülmüş ise çıkarılması için lokal anestezi gerekir. Kornea dokunmaya ve ağrıya çok hassastır. Ayrıca böyle bir yabancı cisim yüzeyi bozarak enfeksiyon eğilimini arttırır. Enfeksiyon riski antibiyotik tedavisi ile azaltılabilir. Bu nedenle, önemli bir çizik veya gömülü bir yabancı cisim olan bir kornea doktor tarafından görülmelidir. Kornea enfeksiyonları görme kaybına yol açan yoğun zararlar bırakır.3- Toz gözün beyaz kısmında ise (konjonktiva) problemi doktora ihtiyacınız olmadan çözebilirsiniz. Konjonktiva enfeksiyona çok dayanıklıdır ve küçük çizikler ciddi hasara yol açmaz. Tüm yapmanız gereken bir kağıt ve bez parçasını kıvırıp ucuyla yabancı cismi silerek almanızdır. Bu fazla bir acıya neden olmaz. Partikül alınır alınmaz batma hissi kaybolmalıdır. Siz alt kapağı aşağı çekerken hasta yukarı bakarak size yardımcı olabilir. Bu pozisyon konjonktivanın tüm alt kısmını görmenizi sağlar. Yer çekimi nedeniyle göze giren şeylerin çoğu konjonktüre alt yarısına yerleşir. Bazen partikül gözün üst yarısındadır. Bunları almak daha güçtür. Üst kapağı yukarı çekerken hastaya aşağı bakmasını söyleyin. Bazen yabancı cisim kapağın orta yüzündedir. Bunu almak için kapak ters çevrilmelidir. Göz hala batmaya devam ediyor ve siz de problemi göremiyorsanız bir doktora göstermek gerekir.4- Hasta bir metal üstüne metalle vuruyorken yabancı cisim gözüne fırladı ise küçük bir çelik parçası gözü delerek içeri girmiş olabilir. Böyle bir yaralanma yüzeyde görülemeyebilir. Bazen hemen hemen hiç ağrı olmaz. Bu tip yaralanmalarda dikkatli olunması gerekir. Koruyucu gözlük takmadan böyle bir iş yapmamalı.Göz Delinmelerinde: Kırık cam parçası, sivri bir tel, diken veya uçan bir metal parçasının göze girişi çok tehlikelidir. Giriş deliği çok küçük bile olsa göz içine mikrop taşıyarak abse oluşumuna ve körlüğe yol açar. Daha büyük bir yara ağzı gözün hassas yarı sıvı yapılarının dışarı kaçmasına neden olur. Böyle bir göze basınç uygulanması göz içeriğinin daha kolay dışarı fırlamasına yol açarak felaketle sonuçlanır. Gözde böyle bir kesik meydana gelirse kanama olur veya kesi yerinden sıvı dışarı çıkar. Kesik bir gözün yakınını silmeyin veya bastırmayın. Hastanın gözünü silmesine izin vermeyin. Bunu yaparken göze basınç yaparsa gözün boşalmasına neden olur. Acil olarak doktora gidilmesi gerekir.Kimyasal Göz Yanıkları: Şayet kuvvetli bir kimyasal madde (örneğin pil asiti, kezzap, laboratuar veya endüstriyel eriticiler, zehirler, kireç tozu) gözün saydam kısmına (kornea) atılırsa korneanın normal saydamlığı hızla bozulur. Dakikalar içinde (madde çok güçlü ise saniyeler içinde) korneanın hassas hücreleri gerçekten yanar. Vücudun bir yerinde kötü bir yaralanma olduğunda skar dokusu bırakarak iyileşme olur. Derin bir kesi veya yanıktan sonra ciltte oluşan bir skarı bilirsiniz. Böyle bir skarın korneada oluştuğunu düşünürseniz gözü nasıl kör edebileceğini anlarsınız. Hemen gözü yıkayarak kimyasal maddeyi uzaklaştırmalısınız. Bunu yapmazsanız birkaç dakika içinde gözde kalıcı körlük gelişecektir. Gözü normal su ile yıkayın. Antidot aramayın. Hastanın yüzünü yukarı çevirin ve gözüne suyu dökün. Doğal olarak bu hastanın hoşuna gitmez ve yanığın yaptığı ağrı ve soğuk suyun irritasyonu nedeniyle gözlerini sıkarak kapatır. Göz kapaklarını tutarak açmanız gerekir. Göz veya gözkapaklarına bastırmayın. Kaşlarına veya yanağına bastırın. Hastaya yıkamanın önemini anlatın. Kuvvetli bir alkali söz konusu ise gözü en az 15 dakika yıkamalısınız. Önemsiz yanıklarda o kadar uzun süre yıkamanız gerekmez. Ancak, gerçekten kötü bir maddeyi gözden uzaklaştırmak için birkaç dakika yeterli değildir.Farzedin ki hiç su bulamadınız. İrritan olmayan herhangi bir başka sıvıyı da kullanabilirsiniz. İrritasyon olmadan içebiliyorsanız gözü de o sıvıyla acil durumda yıkayabilirsiniz. Süt, alkolsüz içkiler, portakal suyu, çikulata sütü bu tip herhangi birşey işe yarar. Kimyasal maddenin antidotunu aramayın. Örneğin alkali yanığında sirkenin, asit yanığında sodanın iyi geleceğini düşünebilirsiniz. Antidot aramak için geçirilen zaman gözün tahrip olmasına yol açar. Ayrıca antidotun kendisi de göze zarar verebilir. 15 dakikalık yıkama işini bitirmeden doktora gitmeyin

Comments

0 Response to 'GÖZ HASTALIKLARI VE GÖZ SAĞLIĞI'