TİRİODİT NEDİR ?

Nodüler Guatr’ın izlenimi büyük bir önem taşır.Nodüllerin tek ya da çok oluşu,boyutu ,sert ya da yumuşak oluşu ultrasonografi ile ,bezdeki kan sirkülasyonu renkli akım doppler ultrasonografi ile ve aktiviteleri de tiroid bezi sintigrafisi ile değerlendirilir.Buradan elde edilen sonuçlarla ciddi bir takip ve tedavi protokolü oluşturulur. Eldeki veriler çerçevesinde kuşkulu durumlarda muhtemel bir tiroid bezi kanserine karşı “Tiroid Bezi İnce İğne Aspirasyon Biopsisi” yapılır ve patoloji laboratuarına gönderilir.Özellikle en sık görülen Hashimato Tiroidit’i adı verilen tiroidit de belirgin nodüller varsa biopsi büyük önem taşır.


Bazen anlam veremediğimiz aşırı yorgunluk,halsizlik ve bitkinlikler...

Sebepsiz yere kilo almalar ya da zayıflamalar…

Lityum kullananlar dikkat !

Psikoljik rahatsızlıklarda son günlerde sıkça kullanılan LİTYUM ‘unda hipotiroidi ve uzun süre kullananlarda ise hipertiroidi ile karakterize tiroidit’e yol açabileceği bilinmektedir.Bu nedenle Lityum kullananların belirli aralıklarla tiroid hormon analizleri yaptırması gerekmektedir.

Aynı duruma yol açan diğer ilaçlar da kalp hastaları için aritmi tedavisinde kullanılan Amiadaron ve Virus tedavisinde kullanılan İnterferon Alfa isimli ilaçlardır.Bu ilaçları kullananların da tiroidit riskine karşı tedbirli olmaları gerekmektedir



Kendi kendimize “neden bu kadar çok üşüyorum?” ya da “neden bu kadar çok terliyorum?” gibisinden soru sordurtan durumlar…

Daha düne kadar cesur,atılgan,aktif ve neşe dolu bir insan iken birdenbire kendi içine kapanmak,kalabalıktan kaçmak istemek, bırakın çevrenin ilgisini kendimizin de bir türlü anlam veremediği bir kişilik değişim sürecine kapılmak…

Hepimizin bildiği adıyla depresyona girmek.

Ya da tam tersine geçiş yaparak kendimizi de çevremizi de şaşırtan bir bir mizaca bürünmek.Diğer adıyla agresif,anlayışsız ve saldırgan eğilimlerle donanmak

Bu ruhsal-metabolik dinamik süreçlerin tek sorumlusu bazen Tiroid bezi olabilmektedir.Nedeni de Tiroid bezi adını verdiğimiz bezden kana salınan hormonların yüksek ya da düşük etkinliğidir.İhtiyaç fazlası hormon salınımı hipertiroidi ,ihtiyaca yetmeyecek düzeyde hormon salınımı da hipotiroidi olarak adlandırılmaktadır.

Sağlık ”sağlık olsun” diye geçiştirebileceğimiz basit bir konu değil elbet.Uyanık ve dikkatli olmak,soruna basit ve yüzeysel değil çok yönlü ve derinden bakmak gerek..
Bu anlamda bu gün basit bir boyun rahatsızlığı gibi algılanıp önemsenmeyen ve ihmali ile de önemli sonuçlara yol açabilen Tiroid bezi iltihaplanmasını (TİROİDİT) sizlerle paylaşmak istiyorum.

Zayıflama ,sinirlilik ve çarpıntı durumu hipertiroidi de görülürken şişmanlama ve zihinsel yorgunluk hipotiroidi de ortaya çıkmaktadır.Bu durumları ortaya çıkartan da değişik nedenlerin tetiklediği bir TİROİD BEZİ İLTİHAPLANMASI(TİROİDİT) olabilir..

Bu değişik nedenler bezin bulunduğu yer itibarıyla geçirilmekte olan bir üst solunum yolu enfeksiyonundan hemen sonra ya da birlikte veya nedeni bilinmeyen ailesel geçişli bir genetik hastalık sürecinde ortaya çıkabilir.

Tiroid bezi iltihaplanmasında bez büyüyebilir ki buna GUATR adını veriyoruz.

Bu büyüme yaygın ya da nodüler bir form gösterebilir


Bakteriyel kaynaklı bir tiroid bezi iltihaplanması çok ciddi enfeksiyon tablosu oluşturur ve yerinde müdahale ile tedavi edilmezse ölümcül sonuçlara yol açabilir.Neden olarak sadece bakteriler değil parazitler ya da mantarların da söz konusu olabileceği bilinmektedir.Eğer abse oluşmuşsa mutlaka cerrahi yöntemlerle boşaltılır.

Boyunda hissedilen gerginlik ,hafif yada orta şiddette ağrı ve sebepsiz ateş çoğu kez basit bir üşütme olarak değerlendirilerek söz konusu ciddi bir olayın başlangıcı atlanabilir. Doğumdan sonra ilk iki ayda ortaya çıkan “Ağrısız Doğum Sonrası Tiroidit “ de tiroid terminolojisinde önem taşıyan bir hastalık durumudur..Hipertiroidi ya da hipotiroidi bulgularının dışında lokal olarak boyunda hiçbir bulgu vermediği için sessiz ve sinsi bir seyir sürdürebilir.Tedavi gerekmediği söylense de klinik şikayetleri hafifletici ilaçlar kullanmak gerekebilir.