AĞIZ KURULUĞU VE NEDENLERİ NELERDİR ?
Sindirim ağızda başlarGıda olarak aldığımız tüm nişastalı maddelerin sindirimi öncelikle ağızda başlamaktadır. Bu da tükürük içindeki Pityalin adı verilen bir enzim ile gerçekleşmektedir. Sağlıklı bir insan günde ortalama 1000 mililitre kadar tükürük salgılamakta olup bu salgı ihtiyaç halinde günde 1500 mililitreye kadar çıkabilmektedir.Bakterilere karşı ilk savaşTükürük içinde var olan iyonlar (tiyosiyanat iyonları) bakterilerin içerisine girerek onları yok ederler.Enzimler ise (lizozom enzimleri) ağız içindeki bakterilere saldırıp onları yok ederken aynı zamanda ağız içinde kalan gıda artıklarını sindirip temizleyerek, bakterilerin lojistik gıda desteklerini keserler. Bir anlamda bakterileri açlığa mahkum ederek yok olmalarını sağlarlar.Yine tükürük içinde mevcut olup antikor adı verilen bazı proteinler de bakterilere saldırarak onları yok etmeyi hedefledikleri özel koruma görevlerini fedakarca yerine getirirler.Eğer yeterli tükürük salgısı olmazsa ağız içinde sık sık ülserler ortaya çıkar, bu ülserler iltihaplanır ve diş çürükleri oluşur.Tükürük bezlerinin salgılama kontrolü esas olarak beyin sapındadır. Sevdiğimiz gıdaları koklama yada tatmayla refleks olarak çoğalan tükürük salgısı yada sevmediğimiz gıdalara karşı azalan tükürük salgısı ile görünen yanıtlar burada yer alan iştah merkezimiz tarafından düzenlenir.Ayrıca mide ve bağırsaklarımızda oluşan tahriş edici hastalık durumlarında da tükürük salgısı çoğalarak bu sıkıntıyı gidermeye yönelik bir tepki örgütler ve aşağıya akarak "kaynayan asitin yaktığı ateşe" müdahalesini yapar. Ağız kuruluğu yaşayanlarda mide sorunlarının daha inatçı ve sık olmasının nedenlerinden biri de işte budur.Konuşma zorluğuKonuşma zorluğu, biyolojik sürece ya da ruhsal duruma mal edilip, ağız kuruması gözden kaçabilir. Bu da kişinin kendisini haksız yere sineye çekmesine neden olur. Bu nedenle konuşma zorlukları “Nüfus kağıdından o canım…” veya “Takma kafana kardeşim…” diyerek hafife alınmamalı, tükürük salgısında yetersizlik akla getirilmelidir.Ağız kuruluğunun bir diğer bulgusu, tat alma duygusunda bozulmadır. ” Yediklerim ve içtiklerimden eskisi kadar tat alamıyorum, ağzımın içi yangın yerine döndü” türünden serzenişler olur. Hatta bu keyifsizlik, iştahsızlık ile birlikte kilo kaybı ve zayıflamaya kadar götürebilir. İlginçtir; alt tarafı bir ağız kuruması, kilo kaybına kadar götürsün. Öyle ama gerçek!“Dilim yanıyor. Öyle böyle değil, bayağı acıyor. Görünmediğim uzman kalmadı, çaresi yok mu bunun?”. Bu şekilde dile getirilen dilde yanma duygusu, az ama yetersiz tükürük salgısına işaret edebilir. Bu nedenle “Dilde yanma”, ağız kuruluğu adına mutlaka hatırda tutulması gereken bir gerçektir. Aksi takdirde gereksiz ve uzun süren tedavilere mal olabilir.Pek çoğumuzun sorunu olmuş yada olmaya devam eden ağız kuruluğu. Hiç de hoş olmayan bir duygu durumuyla en olmadık zamanlarda ifade etmek istediklerimizi dile getiremeyiş, kimi zaman da dil sürçmeleriyle yaşanan bir gerginlik! Sürekli su içerek yada ağız çalkalayarak rahatlama çabalarıyla, ir anlamda mutsuzluk ve huzursuzluk koordinatları içerisinde kalmaya mahkum oluş!"Alt tarafı tükürük" işte deyip de geçiştirmemek gerek bu önemli salgıyı da, işlevini de.Başlıca her iki yanak içinde, çene altında ve dil altında bulunan tükürük bezleri tarafından sağlanan bu salgı ağız içi, dil ve yutak için ıslaklığı ve kayganlığı sağlarken aynı zamanda mikroorganizmalara karşı koruyucu-savaşçı bir görev yapmaktadır.Ağız içi, dil ve dudakların kuruması, açık-seçik olan ağız kurumasıdır. Görünen ve hissedilen bu kuruluk, bol su içerek telafi edilmeye çalışılır. Yani susama duygusu ve çok su içme ön plana çıkar. Açık-seçik olan bu kuruluğa dudak çatlamaları da iştirak eder. Bu durumda olan, dudaklarını sürekli ıslatmak ya da krem sürmek ihtiyacı duyar.Ağız kuruması halinde kullanılan ilaçların prospektüs bilgileri gözden geçirilmeli, doz ve değişimle ilgili olarak, doktora danışılmalıdır.Hafife almayınVe yine her derde deva olduğunu iddia ederek milyonları fetişe edebilme gücünü(!) elinde tutabilen yüzlerce ilacın ve "ben ilaç değilim,doğal ürünüm" diyen " doğalların" sebep olduğu ağız kuruluklarıHiçbiri de hafife alınacak cinsten değil!Hele sağlık,"sağlık olsun" diye geçiştirilecek basit bir olay hiç değilO halde uyanık ve tedbirli olmak gerek!Bunun için de "kendini bilmek" yadsınmayacak bir gerçek ise, tam ve sistemik bir kontrolden geçerek ilgili uzman hekimin tedavisi ve desteğini sağlamak izlenmesi gereken akıl yolu olmalıdırNe yapmalıyız?*Az ve sık arayla su için*Şekersiz sakız çiğneyin*Şeker kullanmayın*Sigarayı bırakın*Alkolden uzak durun Ağız kurutan ilaçlar*Tansiyon ilaçları*İdrar söktürücüler*Alerji ilaçları *Depresyon ilaçları. Ağız kurumasının önü alınmadığında bu, başta ağız içi hastalıklar olmak üzere pek çok hastalıkların davetçisi olur. Ağız içinde diş ve diş eti hastalıkları ortaya çıkar. Diş çürümeleri, diş eti iltihapları bunların başında gelir.Tükürük salgısı olmayınca yeterli beslenme olmaz, yetersiz beslenme ise hücre ve doku kayıplarına neden olur. Böylesine bir süreçte beden direnci düşer. Şeker hastalığında ağız kuruluğu, sık idrara çıkma ve bol su içme ile birliktedir. Vücut genel olarak kurudur. İhmal edilir ya da yüksek şeker kontrol altına alınamazsa zayıflamaya neden olur.Romatizma ve şekere dikkatBöylesine önemli işlevi olan bu salgının gereğince salgılanmadığı ya da hiç olmadığı durumlar; ya tükürük bezlerini de içine alan lokal rahatsızlıklar veya tüm sistemimizi etkileyen hastalık halleridir.Ağız boşluğuna ait nedenlerin başında tükürük bezlerinin çalışmalarını da olumsuz etkileyebilecek ağız içi enfeksiyonlar yada hastalıklar gelmektedir. Diş,diş eti enfeksiyonları, tükürük bezi enfeksiyonu,taş yada çok nadir olarak tümoral oluşumlar gibi.Sistemi etkileyen hastalıkların başında da Şeker Hastalığı gelmektedir.Ağız kuruluğu'nun yanırsa çok su içme, çok idrara çıkma ile karakterize olan bu hastalık kan ve idrarda şeker yüksekliğinin gösterilmesiyle kolayca tanınır.Şüpheli durumlarda ağızdan şeker yükleme testleri ve kanda insülin tayini ile teşhis konur.Ülkemizde romatizmal hastalıkların görülme sıklığı azımsanmayacak yüksekliktedir. Romatoid Artrit diye adlandırılan romatizmanın bir alt türünde (Sjögren sendromu) eklem ağrıları ile birlikte ağzı kuruluğu ve göz yaşı salgısının bulunmayışı karakteristik bir durumdur.Sinir sistemi hastalığı olan Parkinson hastalığında ağız kuruluğu kullanılan ilaçlarla birlikte dramatik bir durum yaratabilmektedir.Romatizma Müzmin romatizma hastalıklarından Romatoid Artrit’in bir çeşidi “Sjögren Sendromu” olarak bilinir. Bu hastalık, yalnızca tükrük bezlerini değil gözyaşı bezlerini de etkiler. Yani göz ve ağız kuruması birliktedir. Bu kuruluğa değişik şiddette kas ve eklem ağrıları iştirak eder.Böbrek ve karaciğer çalışması aksar. Bu ise vücudumuza zararlı ve atılması gereken pek çok maddenin atılamamasına, birikmesine neden olur. Kanda üre ve diğer zararlı maddelerin artışı başlar. Vücut direnci düşer ve pek çok hastalıklara karşı dayanaksız bir yapı oluşur. Ağız kuruması; başta şeker hastalığı olmak üzere Parkinson hastalığında, Romatoid Artrit’in bir türünde, enfeksiyon hastalıklarında, ateşli durumlarda, su kayıplarında, burun tıkanıklıklarında karşımıza çıkar. Hastalık, büyük oranda kadınları etkiler. Bu oran %90ları bulur. Kuruluk, kadınlarda cinsel organları da etkileyerek cinsel sorunlara yol açabilir. Tüm bu sorunların üstesinden gelmek için suni gözyaşı damlaları ve nemlendirici kremler kullanılır. Pek çok ilaç ağız kuruluğu yapabilir. Ağrı kesicilerden tansiyon ilaçlarına kadar.

Comments

0 Response to 'AĞIZ KURULUĞU VE NEDENLERİ NELERDİR ?'