Beynimiz vücudumuzun dışından gelen bilgileri nasıl alır? Bu bilgiler, gözlerimiz, kulaklarımız ve diğer duyu organlarımız tarafından toplanmaktadır.

Bir duyu organı çok sayıda iki uçlu alıcı hücreye sahiptir. Bu hücrelerin dış ucu ışık süzmelerinden, ses dalgalarından, basınçtan, hatta bazen havada uçan gıda moleküllerinden bilgi toplar. Alıcı hücre, topladığı bu bilgileri elektrik sinyallerine dönüştürür.

Alıcı hücrenin iç ucundan, duyu sinirleri bu elektrik sinyallerini beynin özel bölgelerine taşırlar. Beynimiz, sinyalleri seslere, görüntülere, kokulara, basınçlara ya da acıya çevirir.

Burnumuz

Koku duygusu, ilkel hayat türlerinde milyonlarca yıl önce oluştu. Bazı böcekler karşı cinsin kokusunu kilometrelerce uzaktan alabilirler. Diğer hayvanlarla karşılaştırıldığında, insanın koku duyusu oldukça zayıf kalmaktadır.

Kokular, havada yüzen kimyevi parçacıklardır. Kokulara karşı hassas alıcı hücreler burun boşluklarının üst bölümlerinde ve genizde bulunur. Bu hücreler posta pulu büyüklüğünde bir alana yayılmıştır.

Koku hücreleri üzerinde sümükle kaplı küçük tüyler bulunur. Bu sümük tarafından emilen kokular koku hücresi çubuklarıyla temasa geçer. Koku hücresi çubukları genzin hemen üstünde bulunan koku tüpüne elektrik sinyalleri gönderir. Koku tüpü, bu sinyalleri beyin zarının belirli bir bölgesine iletir. Burada beynimiz kokuları birbirinden ayırır.

Beynin çeşitli kokularla uyarılması sinir sisteminden gelen otomatik tepkilerle gerçekleşir. Mesela güzel yiyecek kokuları sindirim sistemimizde salya ve sindirim sularının üretilmesine yol açabilir. Kötü kokular öğürme, hatta kusmaya yol açabilir. Koku duyumuz bizi duman ya da zehirli gazlara karşı uyarır. Kokuşmuş ve bozulmuş yiyeceklerin kokusunu önceden alarak, onları yememizi engeller.

Normal solunum esnasında havadaki kokunun küçük bir miktarı koku hücresi çubuklarına ulaşır. Eğer o kokuyu tanımlamak istersek, daha derin soluyarak koklarız. Dilimiz

Yiyeceklerdeki kimyevi maddelerin bir bölümü ağzımızdaki tükürükte erir. Dilimizin tat tomurcuklarındaki alıcı hücreler bu kimyevi maddelerle temasa geçince tat hissi meydana gelir.

Her tat tomurcuğu alıcı hücrelerden oluşan bir topaktır. Dilimizin ucunda, kökünde ve yumuşak damakta tat tomurcukları bulunur.

Genel olarak dört tür tat bulunduğu öne sürülmektedir. Acı, ekşi, tatlı ve tuzlu. Ancak bunların birçok tür ve karışımları olan ara tatlar da vardır. Dilimizin belirli bölümleri belirli tatları algılar. Dilin arka kısmı acıya, ön kısımları ise tatlıya duyarlıdır. İnsan yaşlandıkça tat tomurcuklarının sayısında, dolayısıyla tat duyusunda azalma meydana gelir. Bu azalma, yemek zevkinin de azalmasına yolaçar. Nitekim kimi yaşlıların genellikle iştahsız oldukları vakidir.

Duyu sinirleri tat tomurcuklarından beyine sinyaller taşırlar. Daha sonra bu sinyaller beyin tat merkezine iletilir. Tat dediğimiz şeyin büyük bir bölümü kokudur aslında. Bunu soğuk algınlığı nedeniyle burnumuz tıkandığı zaman anlayabilirsiniz. Bir arada çalışarak koku ve tat duyularımız binlerce değişik yiyeceği birbirinden ayırdetmemizi ve yemek yemeyi bir zevk haline getirmemizi sağlarlar.

Burnun Ve Dilin Diğer Görevleri

Duyu sistemimizin yanı sıra dilimiz ve burnumuz, vücudumuzdaki diğer sistemlere de hizmet ederler. Burnumuz, solunum sistemimize soluduğumuz havayı ısıtarak, temizleyerek ve nemlendirerek yardımcı olur. Dilimiz ise yiyecekleri ezip, ağız içinde sindirim suları ve salya ile karıştırarak, sindirim sisteminde de önemli bir görev üstlenir. Gerek burun, gerekse dil konuşmamıza yardımcı olurlar. Dilimiz sesimizi biçimlendirir. Genzimiz, başımızdaki birçok boşluk, boğaz, ağız, sinüsler, ses tellerimizin ürettiği yumuşak sesleri yükselterek, diğer insanların bizi duymasını sağlar.

BİR ALICI HÜCRE BEYNE NASIL HİZMET EDER?

Bir alıcı hücre bilgiyi todar ve beyinden geçen elektrik sinyallerine dönüştürür.

Kokuları ve Tatları Toplamak

Gerek tat ve gerekse koku algılayıcılarımız sıvı içinde erimiş kimyevi moleküllere tepki gösterir. Bu sıvı ağızda salya, burunda sümüktür.

Koklamak ve Tatmak

Koku alıcılarımız, kokulan sinyallere çevirerek, beyin korteksindeki koku merkezine yollar. Dilimizdeki tat alıcıları ise sinyalleri beynin tat merkezine iletir.

Koku merkezi

Güçlü kafatası kemikleri gözümüzü çevreler. Güçlü ve saydam kornea (saydam tabaka) gözbebeği ve göz merceğini korur. Gözkapağı ve kirpikler gözü yabancı maddelerden korur. Gözyaşı bezi sürekli nem sağlayarak, saydam tabakanın temiz kalmasını sağlar. Bu sıvı, gözyaşı kanallarından buruna boşalır.

Gözlerimiz

Tüm duyularımız arasında, görme duyusu en önemlisidir. Gözlerimiz, baktığımız her şeyle ilgili bilgileri beyine aktarır. Okuma yoluyla gözlerimiz, başka gözlerin ve beyinlerin bilgilerini de beynimize iletir. Bir varsayıma göre, bilgilerimizin 5te 4ü beynimize gözlerimiz aracılığıyla aktarılmaktadır.

insanlar genellikle gözleri fotoğraf makinesi ile karşılaştırır. Gerek göz, gerekse fotoğraf makinesi görüntüleri odaklayan merceklere sahiptir. Her ikisi de gerekli miktarda ışığın geçişini ayarlayan sistemdedir. Göz, beyine elektrik sinyalleri aracılığıyla sürekli bir görüntü akışı sağlar. Bu, tıpkı bir televizyon kamerasının evimizdeki alıcıya görüntü aktarması gibidir. Ancak, göz, herhangi bir TV kamerasından çok daha karmaşık bir yapıya sahiptir.

Işık Huzmelerinden Edinilen Bilgi

Gözler, ışık huzmelerinden bilgi alır. Işık huzmeleri güneşten ya da çevremizdeki diğer ışık kavramlarından gelir ve objelerden yansır.

Işık huzmeleri objeler tarafından emilir ya da yansıtılır. Üzerine düşen ışık huzmelerinin tümünü emen cisimler siyah, tümünü yansıtan cisimler ise beyaz renkte görünür. Renkli cisimler ışık spektrumundaki belirli bölümleri emip, diğerlerini yansıtırlar. Bir şeye baktığımızda, o cisimden yansıyan ışık huzmeleri, gözümüzün saydam tabakası korneadan geçer. Daha sonra göz merceği ışığı retina üzerinde odaklar. Buradaki görüntü, aynadaki gibi ters ve başaşağıdır. Elektrik sinyalleri retinadaki görüntüyü beyine düzelmiş şekliyle iletir.

iris, kahverengi, mavi ya da başka bir renkte olabilir, gözbebeğini çevreler. Güçlü bir ışık altında gözbebeğinizi inceleyen bir göz doktoru, retina üzerindeki damarları görebilir. Göz merceği kornea ile arasındaki sıvı ile korunur. Merceğin arkasında göz berrak ve yoğun bir sıvıyla doludur.

Sağlıklı, genç bir insanda elastik göz merceğinin kasları, merceğin şeklini değiştirerek, farklı uzaklıklardaki cisimlerin görüntülerini retina üzerine net biçimde odaklama yeteneğine sahiptir. Ancak eğer retina göz merceğine çok yakın ya da çok uzaksa, cisimlerin görüntüleri retinada net olarak oluşmaz. Bir doktor gözlerinizi kontrol ettiği zaman, sonucu normal bir gözle kıyaslayabilecek rakamlarla açıklar. 20 — 40

Normal gözün görebilme uzaklığı

40 feet iken, sizin gözünüzün bu görüntüyü ancak 20 feet yakından görebildiği anlamında 20 — 20

Normal görüş anlamında 20 — 200 Körlük anlamında
Gözbebeğinin Işık Huzmelerini Kabulü

Renkli iris tabakasının ortasındaki gözbebeği, ışığı geçiren deliktir. Gözbebeği çevresinde bir spinter kası bulunur. Bu kas kasıldığında gözbebeği küçülür. Diğer kaslar, gözbebeğinden iris tabakasının çevresine uzanır. Bu kaslar kasıldığında gözbebeği büyür.

Eğer gözünüz görüntüleri netleyemiyorsa, göz merceğinizin gözlük ya da kontak lens gibi diğer merceklerle desteklenmesi gerekir. Astigmat hastalığı, göz merceğinin ya da korneanın şeklinin bozulmasından ötürü meydana gelir. Bu rahatsızlık da gözlük takılarak giderilebilir.

Retina tabakası, gözün iç kısmındadır. Retinanın içinde çubuklar ve koniler adı verilen alıcı hücreler bulunur. Bu hücrelerde ışığa duyarlı kimyasal maddeler vardır. Çubuklar, ki bir gözde yaklaşık 120 milyon tane bulunur, loş ışıkta siyah ve beyaz görüntülerin algılanması işini görürken, 7 milyon civarındaki koniler parlak ışıkta renklerin algılanması görevini üstlenirler.

Renk körlüğü, bu konilerin hasara uğraması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Değişik renklere duyarlı koni türleri vardır ve bu sayede renk körleri bazı renkleri gördükleri halde, diğerlerini ayırdedemezler. Renk körlüğü kalıtımsaldır ve kadınlarda çok seyrek olarak rastlanır.

Yeni doğmuş bir bebek, uzaktaki cisimleri net olarak görebildiği halde, aylar boyunca yakın cisimleri net olarak göremez. Çocuklar genel olarak normal görüşe sahiptirler, fakat büyüdükçe normal görüşü kaybedebilirler.

Bazı yaşlılar gerek yakın, gerekse uzaktaki cisimleri net olarak göremezler ama, bu durum onların göz merceklerinin esnekliğini yitirmesinden ötürüdür. Bu durum çift mercekli gözlüklerle çözümlenebilir.

Küçük kaslar gözlerin hareketini kontrol eder. Beyin, bu kaslara emirler yollayarak, iki gözün de aynı yönde hareket etmesini sağlar. Eğer bu kasların güçlerinde dengesizlik meydana gelirse, şaşılık ya da şehlâlık gibi hastalıklar ortaya çıkar.

Göz sağlığı için iyi beslenme önemlidir. Yeterli miktarda A vitamini almayan insanlar gece karanlığında iyi göremezler. A vitamini havuç ve yapraklı bitkiler yenerek karşılanabilir.

Gözden Beyine İletilen Mesaj

Gözlerimizin algıladığı görüntü bilgisi, başımızın arka kısmındaki görüntü korteksinden geçer. Sağ ve sol gözümüz cisimleri farklı açılardan görür. Sol gözün sağ kısmından ve sağ gözün sağ kısmından gelen görüntü görteksin sağ kısmına düşer. Sol gözün aldığı görüntü optik kiyasmadan geçerek, bu görüntünün üstüne geçer.

Kulaklarımız

Kulaklarımız, duymayla ilgili yegâne organlarımızda ama, aynı zamanda vücudumuzun dengesini de sağlarlar. Çevrimizi kuşatan havadan ses dalgalarını toplarlar ve onları beynin duyabileceği elektrik sinyallerine dönüştürürler. Aynı zamanda, kulaklarımız, dik durmamıza yardımcı olurar.

Dış kulaklarımız ses dalgalarını toplayarak, kulak kanalına aktarır. Kulak kanalı, tüyler ve özel bezlerce üretilen kulak kiri sayesinde korunur. Bu tüyler ve kulak kiri, havadaki toz ve diğer zararlı maddelerin kulak zarına ulaşmasını engeller. Kulak zarı, kulak kanalının sonunda, ince bir deri parçasıdır.

Kulak zarının ardında orta kulak vardır. Üç küçük hassas kemik, bir zincir oluşturarak kulak zarına gelen ses titreşimlerini ortakulağa taşır. Şekillerinden ötürü bu kemikler» örs, çekiç ve üzengi adı verilmiştir. Üzenginin kökü iç kulağın girişinde, ince bir deri tabakası olan oval pencereyi kaplar. Oval pencere kulak zarından çok da ha küçük olduğu için, sesler orta kulaktan geçerken daha yoğunlaşır.

Orta kulak, 4 santim uzunluğunda östaki borusuyla boğaza bağlanır. Östaki borusu genellikle kapalıdır ama, yutkunduğumuz ya da esnediğimizde otomatikman açılır. Bu, kulak zarının dışında ve kulak içindeki hava basıncının dengede kalmasını sağlar.

İç Kulak: Duyma Organı

İç kulak, kafatasımızın iç bölgesinde, göz çukurunun hemen altındadır. Duymayı algılayan alıcı hücreler kulak salyangozunun içinde bulunur. Bu organ bir deniz minaresini andırır. Merkezi, bir kemik etrafında 2.5 kez dönen, içi sıvı dolu bir tüptür. Bu titreşimler salyangoz içindeki sıvıya sarkan küçük tüy görünümünde sinir uçlarını hareketlendirir. Bu sinir uçlarından her kulakta yaklaşık 25 bin tane vardır. Alıcı hücreler titreşimleri elektrik sinyallerine dönüştürür ve akustik sinir vasıtasıyla sinyaller beynin ilgili merkezine ulaştırılır.

Kulak: Denge Organı

Salyangozun yanıbaşmda bulunan organ dengemizi sağlamamıza yarar. Biri yere paralel, diğerleri yüze ve başın yan kısmına bakan üç yarım daire şeklinde kanaldan oluşur iç kulak. Bu kanallarda bulunan alıcı hücreler beynimize başımızın hareketleri ile ilgili bilgi iletir. Çok hızla döndüğümüz zaman, baş dönmesi dediğimiz durum meydana gelir, çünkü iç kulak kanallarında sıvı hâlâ dönmektedir. Diğer alıcı hücreler iç kulağın içinde ve yakınında bulunur. Eğilip büküldüğümüzde küçük kalsiyum kristalleri alıcı hücrelerin üzerine düşerler. Vücudumuzun durumu ve yerçekiminin gücü ile ilgili bilgileri beyine iletirler. Suyun altında gözlerimiz kapalı yüzerken bile aşağı ya da yukarı gibi yön algılarını kaybetmeyiz.

Başımızın Hareketini Nasıl Hissederiz?

Başımızın her iki yanındaki yarım daire şeklinde kanallar, başın hareketlerini beyine iletir. Sıvıyla dolu olan bu kanallarda, alıcı hücrelerden oluşan denge organları vardır. Başımızı eğdiğimizde, sıvı alıcı hücreler üzerindeki tüylere basınç yapar. Hücreler, basına elektrik sinyallerine çevirip, beyine yollar.

Comments

0 Response to 'Duyu Organları'