Atardamarlar kalpten aldıkları kanı diğer organlara götürür. Tıpkı bir ağaç gibi dallara ayrılan atardamarlar, her dallanmada biraz daha daralır. En küçük kan damarları olan kılcal damarlar, alyuvarlarımızın ancak geçebileceği genişliktedir. Aynı şekilde toplardamarlar da dallara ayrılır ve küçük dallardan büyüklere doğru topladıkları kanı nihayet kalbe ulaştırır.

Sıhhatli kan damarlarının duvarları düz ve esnektir. İnsan yaşlandıkça atardamarların duvarları sertleşebilir, iç yüzeyleri de (yağ benzeri bir madde olan) kolestrol veya kalsiyum birikmesi yüzünden pütürlenebilir. Bu duruma damar sertliği adı verilmektedir.

Bu şekilde daralan damarlarda kan pıntılaşması ortaya çıkmakta ve atardamar tıkanabilmektedir. Bunun neticesinde de, bu atardamarlarla beslenen dokular besin maddelerinden ve oksijenden mahrum kalarak ölebilir. Bu durum beyinde meydana gelirse, insane felç iner. Kalp atardamarlarında meydana geldiğinde ise kalp kasının bir bölümü ölür. Buna kalp krizi adı verilmektedir.

Kan basıncını kalbimizin pompalama hareketi ve kan damarlarımızın esnekliği belirlemektedir. Tansiyon diye adlandırılan kan basıncı genellikle koldan ölçülür.

Kalbin her atışında koldaki atardamara kan hücum eder ve kan basıncı en yüksek seviyesine çıkar. Buna büyük tansiyon denir. Kalp karıncıkları gevşediği zaman ise kan basıncı en düşük seviyesindedir. Buna da küçük tansiyon adı verilir. Tansiyon ölçümü, mesela 12/8 gibi iki sayı halinde kaydedilir. Bu örnekte büyük tansiyon 12, küçük tansiyon ise 8′dir. (Aslında bu rakamlar 120/ 80′dir ve tansiyon aletinin tüpündeki civanın gösterdiği milimetrelere tekabül etmektedir.)

Büyük tansiyon 140′ı, küçük tansiyon da 90′ı geçiyorsa, o insanda yüksek tansiyon var demektir. Yüksek tansiyon, düşük tansiyondan daha tehlikeli bir rahatsızlıktır. Ne var ki, tansiyon fazla düştüğü takdirde de beyine yeterince kan ulaşmaması gibi bir tehlike doğar. Ara sıra başınız dönüp, kulaklarınız uğulduyorsa, eğilerek veya yatarak başınızı ayaklarınızla aynı seviyeye indirmek, düşük tansiyona karşı etkili bir çare olacaktır.

Tansiyonun çok yükselmesi, bir kan damarının çatlamasına sebep olabilir. Nitekim, tıpkı kan damarlarının tıkanması durumunda olduğu gibi, damar çatlamasından ileri gelen, beyin kanaması da felç inmesine yol açabilmektedir.

Kan Damarlarının Yapısı

Atar ve toplardamarlar üç doku tabakasından oluşur. En içte yer alan tabaka epitel hücrelerden örülmüş düzgün bir astardır. Atardamarlarda orta tabaka kaslardan oluşur. Büyük atardamarlarda ise bu tabaka esnek bir dokudur. Toplardamarlarda kaslardan oluşan ince bir orta tabaka bulunur. Gerek atar, gerekse toplardamarları bağ dokudan müteşekil bir dış tabaka örter.

Kan – Yerçekimi Mücadelesi

Toplardamarlarımızın bir çoğunda, kanın kalbe geri dönebilmesi için yerçekimine karşı mücadele etmesi gerekmektedir. Kendi kasları epeyce güçsüz olan toplardamarlarda kanın akışı kas hareketleri ve civar atardamarların basmayla sağlanır. Ayrıca, toplardamarlarımızda tek yönlü kapakçıklar da vardır.

En büyük atardamar (aort) ile gene en büyük iki toplardamar (büyük ve küçük vena kava) yaklaşık 2.5 santim çapındadır. Kas dokuları, atardamar duvarlarının toplardamarlara nazaran daha kalın ve sağlam olmasını sağlar. Kılcal damarlar ise buradan gördüğünüz noktadan çok daha küçüktür.

Comments

0 Response to 'Damarlar Ve Kan Basıncı'