RHESUS ETKENİ
Rhesus etkeni kişilerin kanlarını birbirinden ayıran en önemli özelliktir. Landsteiner ve Wiener adlı bilginler 1940'ta, Macacus Rhesus maymunlarının alyuvarlarında özel bir madde keşfetmişler ve buna "Rhesus etkeni" adını vermişlerdir. Daha sonra, bu etkenin insanların yüzde 82'sinin alyuvarlarında varolduğu ortaya çıkarılmıştır; insanların yüzde 18'inde bu madde yoktur. Rhesus etkeni taşıyan kişilerin kanı "Rh pozitif", bu etkeni taşımayanların kanı ise"Rh negatif" olarak adlandırılır. "Rh negatif" ve "Rh pozitif" kişiler arasında yapılacak bir kan alışverişi bazı tehlikeler gösterir: örneğin, bir kan verme işlemi sırasında, Rh negatif bir kişi, Rh pozitif kan alırsa, çok ciddi bir tehlike ortaya çıkar.
Döl ütün kanıyle annenin kanı arasındaki bir uyuşmazlık ciddi tehlikelere yol açabilir. Rh negatif bir kadınla Rh pozitif bir erkeğin birleşmesinden doğan çocuk, babası gibi, Rh pozitif kan taşıyabilir. Daha önce de söylediğimiz gibi, dölüt, anneninkinden bağımsız olarak dolaşan kendi kanını kendisi üretir. Bununla birlikte, son aracılığıyle, dölüt kanının çok küçük de olsa bir bölümü annenin kan dolaşım sistemine sızabilir. Rh negatif bir annenin vücudu, bu durumda, kendini savunmak için, bağışıklık cisimleri üretir. Bu bağışıklık cisimleri de sondan geçerek, çocuğun alyuvarlarını yok ederler. Bu durumda hemoli-tik denilen bir çeşit kansızlık ortaya çıkar.
Bu hastalık, annenin ürettiği bağışıklık cisimlerinin miktarına bağlı olarak az ya da çok tehlikeli olur. Bu nedenle, Rh negatif bir kadın, gebeliğin başından itibaren, sık sık kan tahlilleri yaptırarak vücudundaki "bağışıklık cisimleri oranını", yani kanında bulunan Rh yok edici bağışıklık cisimlerinin miktarını denetlemelidir.
Eğer bağışıklık cisimleri oranı çok yüksek ise (ki bir doğumda birden çok çocuk doğuran kadınlarda, gebeliğin sonunda, durum genellikle böyledir), doktor çoğu kez doğumu erkene almayı öğütler. Bu durumda, genellikle sezaryene başvurulur. Bebekte özel bir durum görülürse, hemen kanı değiştirilir. Dölütün Rh pozitif etkeninin Rh negatif anne üzerindeki etkisini ortadan kaldırabilecek ve sonuç olarak, annenin ürettiği bağışıklık cisimlerinin saldırısına uğradığı zaman Rh pozitif dölütte meydana gelen karışıklıkları önleyebile-
cek birçok çözüm yolları araştırılmaktadır.
örneğin, dölütün karın zarı boşluğuna hemolitik hastalığın yok ettiği kanı karşılayacak şekilde Rh negatif alyuvarlar şırınga etme olanağı araştırılmıştır. Dölütün bir bacağını çıkarmak ve damarlardan birinden kan vermek amacıy-ledölyatağı çeperini kesme, daha sonra doğumu beklemek üzere çocuğu yeniden dölyatağına kapama yolları da denenmiştir. Ancak bu işlemler kolayca gerçekleştirilemeyen son derece güç ameliyatlardır. En çıkar yol ciddi durumlarda bebeğin kanını değiştirmektir. Rh uyuşmazlığından doğan kansızlığa çok sık rastlanmaz. İstatistiklere göre oran 1666 gebelikte 1'dir. Ayrıca, Rh pozitif bir çocuğun varlığının Rh negatif annede zorunlu olarak bağışıklık cisimleri üretimine yol açmadığını da belirtmek gerekir. Rh negatif bir kadının ilk gebeliği genellikle kazasız geçer. (Tabii daha önceleri anneye Rh pozitif kan verilmemişse.) Çünkü annenin organizması çocuğa zarar verebilecek kadar çok bağışıklık cismi üretecek zaman bulamaz.
İkinci ya da üçüncü gebelik sırasında, annenin kanında Rh yok edici bağışıklık cisimlerinin miktarı gittikçe artar ve dölüt kansızlık tehlikesiyle daha çok karşılaşır.
Tıp, bugün bu düşüncelere dayanarak, Rhesus sorununu çözmek için başka bir yola girmiştir. Sero-profilaksi adı verilen bu yönteme göre, eğer Rh negatif bir kadına Rh pozitif kan verilmişse, ya da bu kadın daha önce Rh pozitif bir çocuk doğurmuşsa, hatta kanı Rh pozitif olan bir çocuk düşürmüşse, bu kadına, kanında bulunabilecek dölüt alyuvarlarıy-le savaşarak onları yenecek özel serumlar yardımıyle bağışıklık kazandırılır. Böylece, annenin organizması artık Rh yok edici bağışıklık cisimleri üretmez ve sonuç olarak kadının daha sonraki gebelik durumunda çıkabilecek güçlükler başından önlenmiş olur.
Comments
0 Response to 'RHESUS ETKENİ'