Gebeliğin dokuzuncu ayında çocuk çok büyümüştür; artık dölyatağı boşluğunda rahat hareket edemez. Kıpırdanışları azalır, hareketleri eski canlılığını kaybe­der. Kafası dölyatağı ağzına doğru sar­karak ,çıkışa hazır duruma gelir. Bu arada dölyatağının alt bölümü de dört beş santimetre kadar alçalmış ve böylece anne biraz rahatlayarak daha kolay soluk alabilme olanağını bulmuş­tur. Yine bu sıralarda progesteron hor­monu üretimindeki yeni ayarlama dola-yısıyle annenin genel dengesi değişim geçirmektedir.
Kısacası, organizma herşeyi ile doğuma hazırlanmaktadır. Dölyatağı çocuk çı­karken karşı karşıya kalacağı kasılmala­ra hazırlanıyormuşçasına, ya da bu ka­sılmaların denemesini yapıyormuşcası-na sertleşir. Dölyatağı çevresinde olu­şan bu sertlikler anneye acıdan çok ge­nel bir rahatsızlık verir. Hatta bu durum yürüyüşler sırasında be­lirginleştiğinden kadını bir süre durmak zorunda bırakır. Bazen, anne, böbrekle­rinde ve karnında, âdet görme zamanın­daki ağrılara benzeyen şiddetli kramplar duyar. Ancak bunlar geçicidir. Doğumdan yirmi dört saat önce, içinde kan damlacıkları bulunan bir akıntı gel-
meye başlar. Bu akıntı, dölyatağının çı­kış deliğini örtmekte olan bir çeşit tıpa­nın ilk kasılma hareketlerinin etkisi ile yerinden oynayarak dışarıya atılması bi­çiminde yorumlanabilir. Bu anlatılanla­rın doğumun başlangıcı olmayıp, sade­ce ön belirtileri olduğunu annenin çok iyi bilmesi ve gereksiz telâş ve şaşkınlı­ğa kapıimaması gerekir. Kadının doğum­dan önce ve doğum sırasında çok sakin ve rahat olması doğumun rahat geçmesi için gerçekten çok önemlidir.

Comments

0 Response to 'DOĞUM YAKLAŞIRKEN'